REALİZM

Realizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. 19. yüzyılda bilim alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bilim adamlarının yaptıkları gözlemler ve deneyler, bilimin gelişmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Bilimsel alanda yalnızca gözlenenlere, yani gerçeğe önem verilmesi, Auguste Comte’un Pozitivizm felsefesinin, insanın sadece gördüğüne inanması gerektiğini savunmasının edebiyata da yansıması olmuştur. Böylece Pozitivizmin de etkisiyle realizm akımı doğmuştur. Realizmde, duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakmaktadır. Konular gerçeklerden alınmaktadır. Yaşanan ve gözlenen gerçek bütün çıplaklığıyla anlatılmaktadır. Realizmin doğuşundaki ikinci önemli etken, dü¬şünsel alanda August Comte’un pozitivizm (olguculuk ) felsefesidir. Pozitivizm, neden – sonuç ilişkisine önem veren, doğayı ve insanları bilimin İki temel aracı gözlem ve deneyle açıklamaya çalışan felsefi bir düşünce sistemidir. Realizmin romantizme üstünlüğü, Gustave Flaubert‘in 1857 yılında yazdığı “Madam Bovary” romanı ile gözler önüne serilmiştir. Bu roman ilk büyük realist roman sayılır. Realist yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur; onlar gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak, yaşananı nesnel bir şekilde aktarmayı amaçlamışlardır. Realizmde biçim güzelliğine önem verilmiş, dilde ve anlatımda süsten, özentiden kaçınılmıştır. Çünkü sanatı, klasik ve romantik akımların yapaylığından kurtarmak amaçlanmıştır. Realizmde roman ve hikâye ön plana çıkmıştır.

TEMSİLCİLERİ
H. de Balzac
Stendhal
Gustave Flauberte
Dostoyevski
Tolstoy
A. Çehov
M. Gorki
Danielde Foe
Charles Dickens
Ernest Hemingway
Jack London
Mark Twain

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com