Dante Alighieri

Rodin’in heykellerine, Botticelli ve Michelangelo’nun bir çok resmine konu olan dahi yazar …

Dante Alighieri, 1265 yılında doğmuştur. Hangi ayda doğduğu tam bilinmemektedir. Mayıs veya Haziran ayı olduğu düşünülmektedir. Dante Haziran ayında doğduğunu ve İkizler burcu olduğunu söylemektedir. Gerçek adı olan Durante’yi kısaltarak Dante`yi kullanmıştır. Dante’nin ailesi köklü ve asil bir aile olmakla beraber, sonradan fakirleşmiş ve aristokratik önemini kaybetmiştir. Dante’nin babası II. Alighiero hakkında çok fazla bilgi yoktur, mesleği bilinmemekle birlikte noter, hakim veya faizci olduğuna dair çeşitli söylentiler mevcuttur. Babası hakkında tek kesin bilgi onun Guelfolar partisine mensup olduğudur. O sıralarda yönetim Ghibellinolar’daydı ve Ghibellinolar Guelfoları sürgün ederek şehirden uzaklaştırmıştır. Dante’nin babası II. Alighiero Guelfolardan olmasına ve Dante doğduğunda Floransa Ghibellinoların yönetiminde bulunmasına rağmen, II.Alighiero ve ailesi Floransa’da ikamet etmekteydi. Dante babasını sevmezdi, sebebi tam bilinmemekle birlikte bunun nedeni babasının kötü ünü veya silik kişiliği olabileceği düşünülmektedir. Eserlerinin hiçbir yerinde babasından söz etmemiş, aksine her fırsatta şövalyelik payesi bulunan dedesi Cacciaguida’dan bahsetmiş, ailesinin soyunun Roma’ya dayanması ile övünmüştür. Dante annesini küçük yaşlarda kaybetmiştir. Babası da o onsekiz yaşındayken vefat etmiş, bunun üzerine Dante üvey annesi Monna Lapa ve üvey kardeşleriyle yaşamak zorunda kalmıştır. Dante`nin eğitimi hayatı tam olarak bilinmemesine rağmen kendi kendini geliştirdiği varsayılmaktadır. Dante’ nin ilk öğrenimini Santa Croce papaz okulunda gördüğü sanılmaktadır. Yüksek öğrenime devam etmemiştir. Fakat kendi kendine okumaya ve çalışmaya devam etmiştir. Dante’ nin öğrenmeye büyük bir tutkusu vardı, önemli Latin ve Yunan eserlerini okumakla kalmamış, dönemin İtalyan şairlerlerinin eserlerini de okumuştur. Yazmak konusundaki yeteneklerini ilerletirken, astronomi, resim ve felsefe gibi konularında da kendisini geliştirmeye devam etmiştir. Dönemin önemli isimlerinin düzenlediği toplantıları kaçırmamış, birçok önemli isimle arkadaşlık kurmuştur. Arkadaşlık kurduğu isimlerden biri de devrin ünlü Floransa’lı şairi Guido Cavalcanti’ dir. Dante denince ilk akla gelen isim onun sonsuz bir aşk ile bağlandığı Beatrice’dir. Dante’nin çocukluğu ve gençliği hakkında çok az bilgiye sahip olunsa da, şairin dokuz yaşındayken kendisinden bir yaş küçük Beatrice’ye aşık olduğu kesin olarak bilinmektedir. Komşuları Floransa’lı şövalyelerden olan Folco di Ricovero de’ Portinari’nin kızı Beatrice ile komşularının evindeki bir eğlence sırasında tanışmıştır. Tanıştığı ilk andan beri Dante Beatrice’e büyük bir tutkuyla bağlanmıştır. Beatrice ile on sekiz yaşında ikinci kez tekrar karşılaşmıştır. Bu ikinci karşılaşmadan sonra Beatrice’e olan sevgisi daha da derinleşmiştir. Beatrice’e olan aşkı yazımını ve şiire olan bakış açısını büyük oranda etkilemiştir. İlahi Komedya’nın tohumlarını atan Beatrice’ye olan aşkıdır. Dante aşkından sevgilisine hiçbir zaman söz etmemiştir. Dante’ nin aşkından haberi olmayan Beatrice 1288 yılında Floransa’lı şövalyelerden Simone dei Burdi ile evlenmiştir. Fakat Beatrice evliliğinden iki yıl sonra, 1290 yılında, yirmi dört yaşında ölmüştür. Beatrice’nin ölümünden sonra Dante çalışmalarına daha sıkı sarılmış, Latin edebiyatı ve felsefeye kendisini adamıştır. Beatrice’nin ölümü Dante için büyük bir şok olmuş ve yazarın yazım hayatını da fazlasıyla etkilemiştir. Beatrice’nin çok genç bir yaşta ölmesi, Dante’nin onu ölümsüzleştirmesine yol açmış, Beatrice’e maddi, ölümlü ve insani bir görünümden ziyade manevi, ölümsüz ve ilahi bir görünüm vermesine neden olmuştur. Dante daha 12 yaşındayken ailesi tarafından Gemma di Manetto Donati ile sözlenmiştir. Ailesinin de ısrarlarıyla, 1295 yılında Floransa’lı tanınmış Donati ailesine mensup Gemma ile evlenmiştir. Bu evliliğinden Pietro ve Jacapo isimlerinde iki oğlu ve Antonia isminde bir kızı olmuştur. Birçok kaynağa göre Dante Gemma ile olan evliliğinde hiçbir zaman mutlu olamamıştır. Yine de Dante evliliğin kutsallığına inanan biri olduğu için bundan eserlerinde hiç bahsetmemiştir. Dante sürgün edildikten sonra karısını bir daha hiç görememiştir. Devrin Floransa’sında popüler iki parti vardı: Ghibellinolar ve Guelfolar. Ghibellinolar imparator tarafından destekleniyor, aristokrasiyi savunuyorlardı. Guelfolar ise papa tarafından destekleniyordu. Sonraları Pistoia Guelfoları “Beyazlar” ve “Siyahlar” olarak iki ayırmışlardır. Bu genel anlamda Guelfoların ikiye bölünmesine yol açmıştır. Beyazların başında Cerchi ailesi vardı. “Popolo grasso” diye adlandırılan zengin burjuva sınıfı tarafından destekleniyorlardı, reformist düşünceleri vardı, papa ve papalık konusunda da daha temkinli bir görüşe sahiptiler. Siyahların başında ise Donati ailesi bulunuyordu. Feodal devirden kalan çeşitli asilzadelerden oluşan bu grup, “Popolo minuto” diye adlandırılan küçük zanaatkarlar, işçiler gibi daha düşük bir halk tabakası tarafından destekleniyorlardı. Siyahların düşüncesi daha bağnazdı ve dogmatik anlamda papacıydılar. Dante 1289 yılında daha 24 yaşında, Floransa’lı Guelfo şövalyeleri ile birlikte Campaldino savaşında Arezzo Ghibellinolarına karşı savaşmıştır. Eşi Gemma Donati tarafından Siyahların başkanı konumundaki Donati ailesi ile akraba olsa da Beyazların taraftarı tutmuştur. Devlet işlerine katılmak isteyen Dante hekim ve eczacılar loncasına yazılmıştır. Bunun nedeni dönemin yasalarına göre asilzadelerin kamu işlerine girebilmeleri için öncelikle zanaat loncalarından birine kaydolmalarının şart koşulmasıydı. Böylece Dante’ nin politik hayatı başlamış oldu. Aynı dönemlerde Papa VIII. Bonifatius Floransa’nın iç işlerine karışmaya, Beyazlara karşı sık sık Siyahlara arka çıkmaya başlamıştır. Papanın bu girişimleri Floransa’nın önde gelenlerini, özellikle de Beyazlar’ı fazlasıyla rahatsız etmiştir. 1300 yılında Dante iki aylığına Floransa hükümetinin başındaki altı kişilik kurula seçilmiştir. Beyazların Floransa’daki iktidarına son vermek amacıyla Papa Bonifatius harekete geçmeye karar vermiştir. Papa Fransa kralı Philippe le Bel’in kardeşi Charles de Valois’yı Floransa’ya gitmeye ikna etmiştir. Floransa bundan rahatsız olup Papayı kararından döndürmek amacıyla içinde Dante’nin de bulunduğu bir heyeti Roma’ya göndermiştir. Roma’da heyeti oyalarken, 1301 yılında Charles de Valois süvarileriyle birlikte Floransa’ya girmiştir. O sıralarda şehrin iktidarı Beyazların elindeydi ve Siyahların çoğunluğu sürgün edilmişti. Charles de Valois Siyahları da kendi saflarına alarak Beyazları şehirden çıkarmıştır. Beyazların mallarına el konurken bir kısmına idam cezası verilmiş, çoğunluğu sürgüne gönderilmiştir. Dante hiçbir zaman Papa VIII. Bonifatius’u sevmemiştir. Beyazlara karşı girişilen hareketten bizzat etkilenerek, 27 Ocak 1302 tarihinde sahtekarlık, gayri meşru kazanç elde etmek gibi asılsız suçlardan para cezasına çarptırılmış ve iki yıllığına Florasa’dan sürgün edilmiştir. Ayrıca bundan sonra devlet işlerinden men cezası almıştır. Daha sonra hakkında yeni ve çok sert bir karar daha verilmiştir. Bu ceza Floransa’lı askerler tarafından ele geçirildiği takdirde idam edilecek olmasıydı. Dante mahkemenin kararlarını Floransa’da olmadığı bir zamanda öğrendi. Hakkındaki sürgün kararı nedeniyle Floransa’ya geri dönememiştir. Beyazlar Floransa’da iktidarı geri ele geçirebilmek için çeşitli girişimlerde bulunmuş, fakat maalesef başaramamışlardır. Zaman geçtikçe Dante’ nin arkadaşlarına olan güveni ve inancı kaybolmaya başlamıştır. Büyük bir acı içinde olduğu bu günlerde İlahi Komedya’ yı yazmaya başlamıştır. İlk olarak Verona’ya gitmiş, bir ara Padova’ya geçmiştir. Bazı kaynaklara göre Paris’e de gitmiş ve burada felsefe ile teoloji okumuştur. Bazı zayıf rivayetlere göre Paris’ten sonra Oxford’a da kısa süreliğine geçmiştir. Fakat bu çok zayıf bir rivayettir ve bugünkü tarih otoriteleri tarafından sıklıkla yalanlanmıştır. Dante 1311 yılında o sıralarda Casentino’da bulunan ve İtalya’yı işgale başlamış olan Lüksemburg kralı VII. Henry’ye mektuplar yazarak, onu Floransa’ya da savaş açmaya davet etmiştir. Kralın İtalya’yı işgali birçok İtalyan şehrinde büyük bir nefretle karşılanmıştır. Floransa’nın da dahil olduğu bu şehirler birlikte karşı koymak için kendi içlerindeki sorunları bir süreliğine askıya almışlardır. Bu dönemde Floransa sürgün edilmiş Beyazların birçoğunu geri çağırmış, fakat Dante’ yi davet listesine eklememiştir. Bunun nedeni büyük ihtimalle kral VII. Henry’ye yazmış olduğu mektuplarıydı. 24 Ağustos 1313 tarihinde kral ölmüş ve Dante’ nin Floransa’ya tekrar dönebilme umutları yok olmuştur. Dante, kısa bir süreliğine Lucca’da kaldıktan sonra Verona’ya dönmüştür. Daha sonra Ravenna prensi Guido Novelloda Potenta’nın davetiyle Verona’dan Ravenna’ya geçmiş, kısa geziler dışında ömrünü burada geçirmiştir. Dante 14 Eylül 1321 tarihinde Ravenna’ da 56 yaşındayken hayata gözlerini yummuştur. Ölüm nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklara göre sıtmadır. Dante’nin eserlerini sınıflandırmanın pek çok yolu vardır. Her ne kadar eserlerin sıralanmasında genelde kronolojiye dikkat edilse de Dante’de öne çıkan sıralama özelliklerinden birisi eserlerin yazıldığı dildir. Dante eserlerinin bir kısmını Latince, bir kısmını ise halk dili olan İtalyanca yazmıştır. Birçok eser kaleme almıştır ama şaheseri hiç kuşkusuz İlahi Komedya’dır. İlâhi Komedya, Dante’nin Cehennem, Araf ve Cennet’e yaptığı hayalî bir seyahatin öyküsüdür. Burada sunduğu Evren Dizgesi tamamen Batlamyus Dizgesi’ne dayanmaktadır. Dante’ye göre, Yer Evren’in merkezindedir ve hareketsizdir. Yer’in etrafında sırasıyla, Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn’ün küreleri bulunur. Satürn küresinden sonra, sabit yıldızlar küresi ve ondan sonra da İlk Hareket Ettirici Küre gelir. Onuncu küre ise, En Yüksek Küre, yani Tanrının Evi’dir. Küreler, Meleklerin yardımı ile hareket eder. Dante, Aristoteles’in etkisi ile Ortakmerkezli Küreler Dizgesi’ni benimsemiş, dışmerkezli kürelerin olmadığını savunmuştur.

Dante Alighieri, 1265 yılında doğmuştur. Hangi ayda doğduğu tam bilinmemektedir. Mayıs veya Haziran ayı olduğu düşünülmektedir. Dante Haziran ayında doğduğunu ve İkizler burcu olduğunu söylemektedir. Gerçek adı olan Durante’yi kısaltarak Dante`yi kullanmıştır. Dante’nin ailesi köklü ve asil bir aile olmakla beraber, sonradan fakirleşmiş ve aristokratik önemini kaybetmiştir. Dante’nin babası II. Alighiero hakkında çok fazla bilgi yoktur, mesleği bilinmemekle birlikte noter, hakim veya faizci olduğuna dair çeşitli söylentiler mevcuttur. Babası hakkında tek kesin bilgi onun Guelfolar partisine mensup olduğudur. O sıralarda yönetim Ghibellinolar’daydı ve Ghibellinolar Guelfoları sürgün ederek şehirden uzaklaştırmıştır. Dante’nin babası II. Alighiero Guelfolardan olmasına ve Dante doğduğunda Floransa Ghibellinoların yönetiminde bulunmasına rağmen, II.Alighiero ve ailesi Floransa’da ikamet etmekteydi. Dante babasını sevmezdi, sebebi tam bilinmemekle birlikte bunun nedeni babasının kötü ünü veya silik kişiliği olabileceği düşünülmektedir. Eserlerinin hiçbir yerinde babasından söz etmemiş, aksine her fırsatta şövalyelik payesi bulunan dedesi Cacciaguida’dan bahsetmiş, ailesinin soyunun Roma’ya dayanması ile övünmüştür. Dante annesini küçük yaşlarda kaybetmiştir. Babası da o onsekiz yaşındayken vefat etmiş, bunun üzerine Dante üvey annesi Monna Lapa ve üvey kardeşleriyle yaşamak zorunda kalmıştır. Dante`nin eğitimi hayatı tam olarak bilinmemesine rağmen kendi kendini geliştirdiği varsayılmaktadır. Dante’ nin ilk öğrenimini Santa Croce papaz okulunda gördüğü sanılmaktadır. Yüksek öğrenime devam etmemiştir. Fakat kendi kendine okumaya ve çalışmaya devam etmiştir. Dante’ nin öğrenmeye büyük bir tutkusu vardı, önemli Latin ve Yunan eserlerini okumakla kalmamış, dönemin İtalyan şairlerlerinin eserlerini de okumuştur. Yazmak konusundaki yeteneklerini ilerletirken, astronomi, resim ve felsefe gibi konularında da kendisini geliştirmeye devam etmiştir. Dönemin önemli isimlerinin düzenlediği toplantıları kaçırmamış, birçok önemli isimle arkadaşlık kurmuştur. Arkadaşlık kurduğu isimlerden biri de devrin ünlü Floransa’lı şairi Guido Cavalcanti’ dir. Dante denince ilk akla gelen isim onun sonsuz bir aşk ile bağlandığı Beatrice’dir. Dante’nin çocukluğu ve gençliği hakkında çok az bilgiye sahip olunsa da, şairin dokuz yaşındayken kendisinden bir yaş küçük Beatrice’ye aşık olduğu kesin olarak bilinmektedir. Komşuları Floransa’lı şövalyelerden olan Folco di Ricovero de’ Portinari’nin kızı Beatrice ile komşularının evindeki bir eğlence sırasında tanışmıştır. Tanıştığı ilk andan beri Dante Beatrice’e büyük bir tutkuyla bağlanmıştır. Beatrice ile on sekiz yaşında ikinci kez tekrar karşılaşmıştır. Bu ikinci karşılaşmadan sonra Beatrice’e olan sevgisi daha da derinleşmiştir. Beatrice’e olan aşkı yazımını ve şiire olan bakış açısını büyük oranda etkilemiştir. İlahi Komedya’nın tohumlarını atan Beatrice’ye olan aşkıdır. Dante aşkından sevgilisine hiçbir zaman söz etmemiştir. Dante’ nin aşkından haberi olmayan Beatrice 1288 yılında Floransa’lı şövalyelerden Simone dei Burdi ile evlenmiştir. Fakat Beatrice evliliğinden iki yıl sonra, 1290 yılında, yirmi dört yaşında ölmüştür. Beatrice’nin ölümünden sonra Dante çalışmalarına daha sıkı sarılmış, Latin edebiyatı ve felsefeye kendisini adamıştır. Beatrice’nin ölümü Dante için büyük bir şok olmuş ve yazarın yazım hayatını da fazlasıyla etkilemiştir. Beatrice’nin çok genç bir yaşta ölmesi, Dante’nin onu ölümsüzleştirmesine yol açmış, Beatrice’e maddi, ölümlü ve insani bir görünümden ziyade manevi, ölümsüz ve ilahi bir görünüm vermesine neden olmuştur. Dante daha 12 yaşındayken ailesi tarafından Gemma di Manetto Donati ile sözlenmiştir. Ailesinin de ısrarlarıyla, 1295 yılında Floransa’lı tanınmış Donati ailesine mensup Gemma ile evlenmiştir. Bu evliliğinden Pietro ve Jacapo isimlerinde iki oğlu ve Antonia isminde bir kızı olmuştur. Birçok kaynağa göre Dante Gemma ile olan evliliğinde hiçbir zaman mutlu olamamıştır. Yine de Dante evliliğin kutsallığına inanan biri olduğu için bundan eserlerinde hiç bahsetmemiştir. Dante sürgün edildikten sonra karısını bir daha hiç görememiştir. Devrin Floransa’sında popüler iki parti vardı: Ghibellinolar ve Guelfolar. Ghibellinolar imparator tarafından destekleniyor, aristokrasiyi savunuyorlardı. Guelfolar ise papa tarafından destekleniyordu. Sonraları Pistoia Guelfoları “Beyazlar” ve “Siyahlar” olarak iki ayırmışlardır. Bu genel anlamda Guelfoların ikiye bölünmesine yol açmıştır. Beyazların başında Cerchi ailesi vardı. “Popolo grasso” diye adlandırılan zengin burjuva sınıfı tarafından destekleniyorlardı, reformist düşünceleri vardı, papa ve papalık konusunda da daha temkinli bir görüşe sahiptiler. Siyahların başında ise Donati ailesi bulunuyordu. Feodal devirden kalan çeşitli asilzadelerden oluşan bu grup, “Popolo minuto” diye adlandırılan küçük zanaatkarlar, işçiler gibi daha düşük bir halk tabakası tarafından destekleniyorlardı. Siyahların düşüncesi daha bağnazdı ve dogmatik anlamda papacıydılar. Dante 1289 yılında daha 24 yaşında, Floransa’lı Guelfo şövalyeleri ile birlikte Campaldino savaşında Arezzo Ghibellinolarına karşı savaşmıştır. Eşi Gemma Donati tarafından Siyahların başkanı konumundaki Donati ailesi ile akraba olsa da Beyazların taraftarı tutmuştur. Devlet işlerine katılmak isteyen Dante hekim ve eczacılar loncasına yazılmıştır. Bunun nedeni dönemin yasalarına göre asilzadelerin kamu işlerine girebilmeleri için öncelikle zanaat loncalarından birine kaydolmalarının şart koşulmasıydı. Böylece Dante’ nin politik hayatı başlamış oldu. Aynı dönemlerde Papa VIII. Bonifatius Floransa’nın iç işlerine karışmaya, Beyazlara karşı sık sık Siyahlara arka çıkmaya başlamıştır. Papanın bu girişimleri Floransa’nın önde gelenlerini, özellikle de Beyazlar’ı fazlasıyla rahatsız etmiştir. 1300 yılında Dante iki aylığına Floransa hükümetinin başındaki altı kişilik kurula seçilmiştir. Beyazların Floransa’daki iktidarına son vermek amacıyla Papa Bonifatius harekete geçmeye karar vermiştir. Papa Fransa kralı Philippe le Bel’in kardeşi Charles de Valois’yı Floransa’ya gitmeye ikna etmiştir. Floransa bundan rahatsız olup Papayı kararından döndürmek amacıyla içinde Dante’nin de bulunduğu bir heyeti Roma’ya göndermiştir. Roma’da heyeti oyalarken, 1301 yılında Charles de Valois süvarileriyle birlikte Floransa’ya girmiştir. O sıralarda şehrin iktidarı Beyazların elindeydi ve Siyahların çoğunluğu sürgün edilmişti. Charles de Valois Siyahları da kendi saflarına alarak Beyazları şehirden çıkarmıştır. Beyazların mallarına el konurken bir kısmına idam cezası verilmiş, çoğunluğu sürgüne gönderilmiştir. Dante hiçbir zaman Papa VIII. Bonifatius’u sevmemiştir. Beyazlara karşı girişilen hareketten bizzat etkilenerek, 27 Ocak 1302 tarihinde sahtekarlık, gayri meşru kazanç elde etmek gibi asılsız suçlardan para cezasına çarptırılmış ve iki yıllığına Florasa’dan sürgün edilmiştir. Ayrıca bundan sonra devlet işlerinden men cezası almıştır. Daha sonra hakkında yeni ve çok sert bir karar daha verilmiştir. Bu ceza Floransa’lı askerler tarafından ele geçirildiği takdirde idam edilecek olmasıydı. Dante mahkemenin kararlarını Floransa’da olmadığı bir zamanda öğrendi. Hakkındaki sürgün kararı nedeniyle Floransa’ya geri dönememiştir. Beyazlar Floransa’da iktidarı geri ele geçirebilmek için çeşitli girişimlerde bulunmuş, fakat maalesef başaramamışlardır. Zaman geçtikçe Dante’ nin arkadaşlarına olan güveni ve inancı kaybolmaya başlamıştır. Büyük bir acı içinde olduğu bu günlerde İlahi Komedya’ yı yazmaya başlamıştır. İlk olarak Verona’ya gitmiş, bir ara Padova’ya geçmiştir. Bazı kaynaklara göre Paris’e de gitmiş ve burada felsefe ile teoloji okumuştur. Bazı zayıf rivayetlere göre Paris’ten sonra Oxford’a da kısa süreliğine geçmiştir. Fakat bu çok zayıf bir rivayettir ve bugünkü tarih otoriteleri tarafından sıklıkla yalanlanmıştır. Dante 1311 yılında o sıralarda Casentino’da bulunan ve İtalya’yı işgale başlamış olan Lüksemburg kralı VII. Henry’ye mektuplar yazarak, onu Floransa’ya da savaş açmaya davet etmiştir. Kralın İtalya’yı işgali birçok İtalyan şehrinde büyük bir nefretle karşılanmıştır. Floransa’nın da dahil olduğu bu şehirler birlikte karşı koymak için kendi içlerindeki sorunları bir süreliğine askıya almışlardır. Bu dönemde Floransa sürgün edilmiş Beyazların birçoğunu geri çağırmış, fakat Dante’ yi davet listesine eklememiştir. Bunun nedeni büyük ihtimalle kral VII. Henry’ye yazmış olduğu mektuplarıydı. 24 Ağustos 1313 tarihinde kral ölmüş ve Dante’ nin Floransa’ya tekrar dönebilme umutları yok olmuştur. Dante, kısa bir süreliğine Lucca’da kaldıktan sonra Verona’ya dönmüştür. Daha sonra Ravenna prensi Guido Novelloda Potenta’nın davetiyle Verona’dan Ravenna’ya geçmiş, kısa geziler dışında ömrünü burada geçirmiştir. Dante 14 Eylül 1321 tarihinde Ravenna’ da 56 yaşındayken hayata gözlerini yummuştur. Ölüm nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklara göre sıtmadır. Dante’nin eserlerini sınıflandırmanın pek çok yolu vardır. Her ne kadar eserlerin sıralanmasında genelde kronolojiye dikkat edilse de Dante’de öne çıkan sıralama özelliklerinden birisi eserlerin yazıldığı dildir. Dante eserlerinin bir kısmını Latince, bir kısmını ise halk dili olan İtalyanca yazmıştır. Birçok eser kaleme almıştır ama şaheseri hiç kuşkusuz İlahi Komedya’dır. İlâhi Komedya, Dante’nin Cehennem, Araf ve Cennet’e yaptığı hayalî bir seyahatin öyküsüdür. Burada sunduğu Evren Dizgesi tamamen Batlamyus Dizgesi’ne dayanmaktadır. Dante’ye göre, Yer Evren’in merkezindedir ve hareketsizdir. Yer’in etrafında sırasıyla, Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn’ün küreleri bulunur. Satürn küresinden sonra, sabit yıldızlar küresi ve ondan sonra da İlk Hareket Ettirici Küre gelir. Onuncu küre ise, En Yüksek Küre, yani Tanrının Evi’dir. Küreler, Meleklerin yardımı ile hareket eder. Dante, Aristoteles’in etkisi ile Ortakmerkezli Küreler Dizgesi’ni benimsemiş, dışmerkezli kürelerin olmadığını savunmuştur.

ESERLERİ: Halkdilinde Belagat, Monarşi, Mektuplar, Eklogalar, Su ve Toprak Sorunu, Vita nuova, Yeni Hayat, Rime / Şiirler, Şölen , Çiçek, İlahi Komedya.

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com