BAROK


Diego Velázquez – Yumurta Kızartan İhtiyar Kadın

Barok, 17. yüzyılın başında Avrupa’da yaygınlaşan sanatta bir anlatım biçimidir. Barok kelimesi, İtalyanca düzensiz inci anlamına gelen barroco sözcüğünden türemiştir. Barok sözcüğü, birbirinden ayrı iki şeyi tanımlamaktadır. Sanat tarihinde, Rönesans ile klasikçilik arasında kalan bir dönemi ve bütün çağlarda verilmiş bazı eserlerin tarzını ifade etmektedir. Başlangıcı ve bitişi için kesin bir tarih verilememekle birlikte 14. ve 18. yüzyıllar arasında oluşup şeklini almış bir dönemdir. Mimarlık, müzik, resim ve heykelin etkileyici temalar altında birleştirilmesi amacını gütmektedir. Abartılı hareket duygusu ve net gözüken detayları ile dönemin müzik ve edebiyatında da kendini göstermektedir. Yoğun bir etki bırakan bu anlatım biçimi, kendi alanında fazla eser verildiğinden dolayı bir dönem adı olarak anılmaya başlanmıştır. 1699 yılında İtalya’da kilise etkisinde doğmuş ve tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Barokun 18. yüzyılda aldığı daha kaba ve sert tarza rokoko adı verilmektedir. 1600’lü yıllarda Almanya’da edebiyat konu ve üslup yönünden karışıklık içindeydi. Bununla bağıntılı olarak da bu durumu ortadan kaldırıp düzene sokmak için çabalar vardı. Bu dönemde Barok edebiyatçıları bu bağlamda büyük uğraş vermişlerdir. Özellikle özgün yapıtlar ortaya çıkarmak, Almanca’yı edebi bir dil boyutuna getirmek, taklitçiliğin dışına çıkarak özgün eserler verebilmek için çaba harcamışlardır. Bu edebiyatçıların başında Martin Opitz ve Almanya’da Barok devrinin onunla başladığı bilinmektedir. Barok devri kendinden önce dine, kendinden sonra ise felsefeye dayalı, reformasyon ve aydınlanma arasında gelişmiş bir devirdir. Edebiyatta ağırlık nazım ve dramdadır. Barok devrinde nazımda genel olarak konu ölüm düşüncesidir. Bu döneme göre ölüm kaçınılmazdır ve hayat fanilikten ibarettir. Sone bu dönemde etkin olan lirik biçimidir. Roman ise daha çok burjuva konularına yönelen humarist roman doğrultusunda ilerlemektedir. Özellikle romanda epik kahramanlar yerini, kendisi, hayat tarzı ve dünya hakkında düşünen onları alaya alan bir anlatıcıya bırakmıştır. Barok devrinde Almanca’yı yabancı dillerin etkisinden kurtarmak için seferberlik başlatılmıştır. Bu bağlantıda Almanca yazmak ve Almanca’yı arılaştırmak düşüncesiyle hareket edilmiştir. Bu amaca yönelik olarak dil cemiyetleri kurulmuştur. Barok mimarisi 16. ve 18. yüzyıllarda gelişen ve müzik, resim ve edebiyat alanından sonra mimaride de kendine önemli ölçüde yer edinen bir akımdır. İtalyan kiliselerinde gücünü tanrı ve mitoloji taslaklarından alan ve işlemeli duvarlar, görkemli bahçelerle donatılmış mimari yapıdır. Paris’te önemli bir yere sahip olan Versay Sarayı barok mimarisinin en popüler örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

TEMSİLCİLERİ
Louis Le Vau
André Le Nôtre
Caravaggio
Rembrandt
Rubens
Vermeer
Gianlorenzo Bernini
Johann Sebastian Bach
Antonio Vivaldi
Domenico Scarlatti
Georg Friedrich Handel
Georg Philipp Telemann
Yngwie J. Malmsteen
Martin Opitz
Andrea Gryphius
Petrus de Vinea
Michelangelo

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com