SEMBOLİZM

Sembolizm: romantizmin devamıdır diyebileceğimiz gibi, empresyonizmin realist yaklaşımına, materyalizme ve pozitivizme dayalı inançlara karşı sanatsal bir tepkidir şeklinde de ifade edebiliriz.Sembolizm 19. Yüzyılda Fransa’ da ortaya çıkan, realizmi reddeden bir sanat akımıdır. Sembolizm akımının izlerine roman ve şiir alanlarında da rastlanmaktadır. Sanattaki sembolizm 1870 yılına doğru Fransa ve Belçika’da Natüralizm ve Parnasizm akımlarına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Akım daha sonra özellikle Valéry Brioussov aracılığıyla Rusya’ya da sıçramıştır. Bu akım 1885 ve 1902 yılları arasında da en verimli dönemini yaşamıştır. Sembolizm 19.yüzyılın ikinci yarısında Parnasizme tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır. Parnasyenler insan duygularına, izlenimlere önem vermeyen şiirler üretiyorlardı. Onlar için önemli olan gerçek düşüncelerdi. Sembolistler bu anlayışa karşı çıkmış, duygusallığa, insanın iç dünyasına yönelmişlerdir. Onlara göre somut varlıklar, dış dünya ile insanın duyuları arasında köprü kurmaya yarayan birer simgedir. Çünkü dış gerçek ancak insanın algılayış biçimiyle var olmaktadır. İnsan onu nasıl algılıyorsa öyle değerlendirilmelidir. Sembolist sanatçılar semboller aracılığıyla dış çevrenin insan üzerindeki etkilerini ve izlenimlerini anlatmışlardır. Bu akımda şiiri sessiz bir şarkı olarak tanımlamışlar ve müziği şiirin amacı durumuna getirmişlerdir. Onlara göre şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir; çünkü şiir bir şey anlatmak için yazılmamalıdır. Şiirde anlam kapalı olmalıdır ve herkes kendince yorum getirebilmelidir. Sözcüğün anlam değerinden çok müzikal değeri önemlidir. Anlam kapanıklığı ve farklı çağrışımlar yaratabilme amacı, bol bol mecaz kullanılmasına yol açmış, dolayısıyla dil de ağırlaşmıştır. Sembolizmin en belirgin özellikleri; gerçeklerden kaçma, hayale sığınma, çirkinlikleri hayal yardımıyla güzelleştirme, bunlara bağlı olarak ortaya çıkan karamsarlıklardır. Durgun sular, ay ışığı, alacakaranlık, tan ağartısı, perdede gezinen gölgeler ve ölüm başlıca bu akımın temalarıdır. Lirizm, bu anlayışın en önemli ögesi durumundadır. Parnasizm akımını benimseyen şairler genellikle “sone” nazım biçimini kullanmalarına karşın, sembolistler daha çok serbest nazım biçimlerine yönelmişlerdir. Sembolizm, geleneksel Fransız şiirini hem teknik hem de tema açısından belirleyen katı kurallara bir tepki olarak başlamıştır. Sembolistler, şiiri açıklayıcı işlevinden ve kalıplaşmış bir hitabetten kurtarmayı, şiirle insanın yaşantısındaki anlık ve geçici duyguları betimlemeyi amaçlamışlardır. Sembolistler, dile getirilmesi güç sezgi ve izlenimleri canlandırmaya, şairin ruhsal durumunu ve gerçekliğin belirsiz ve karmaşık birliğini dolaylı biçimde yansıtacak özgür ve kişisel imgeler aracılığıyla varoluşun gizemini aktarmaya çalışmışlardır. Sembolistler “sanat için sanat” görüşüne bağlı kalarak toplumsal, siyasal sorunlara uzak durmuşlardır.

TEMSİLCİLERİ
Charles Baudelaire
Stephane Mallarme
Paul Verlaine
Arthur Rimbaud
Jules Laforgue
Henry de Regnier
Rene Ghil
Gustave Kahn
Émile Verhaeren
Stuart Merrill
Francis Viele Griffin
Gustav Klimt


Sembolizmin önemli eserlerinden
Gustav Klimt, ÖPÜCÜK tablosu

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com