SOYUT EKSPRESYONİZM


ÖZET : Resimsel Soyutlama.

Soyut ekspresyonizm ya da soyut dışavurumculuk veya eleştirmen Clement Greenberg’in tabiriyle resimsel soyutlama, 1940’lı yılların ortalarında New York’ta ortaya çıkmıştır. Bu anlayışın Amerika’da doğmasına, bu kıtaya göç eden Andre Mason ve Max Ernst gibi sürrealist akımın önemli temsilcileri neden olmuşlardır. Ressamların gerçek nesnelerin temsiline yer vermeden kendilerini sadece renk ve şekillerle ifade ettikleri bir tür soyut sanat akımıdır. Soyut ekspresyonizm ilk Amerikan sanat akımı olarak kabul edilmektedir. Sanat dünyasının merkezinin Paris’ten New York’a kaymasında etkili olmuştur. Soyut Ekspresyonizmde yaratma işlemi, resmin bir çeşit konusu olmaktadır ve jestlere bağlı olan bu “Gestial Resimde” lekeler ve materyalin kendiliğinden oluşması kompozisyonun akılla düzenlenmesi görüşünü de ortadan kaldırmaktadır. Bu resme Aksiyon Resmi de denmektedir. Savaş, yaşam düzeninin sarsılması, rasyonel düzenlere olan şüphe ve kişisel bağımsızlığa olan istek altmışlı yılların ortalarına kadar süren bu resim anlayışının temelidir. Arshile Gorky, Robert Motherwell ve Helen Frankenthaler’in temsil ettiği Aksiyon Resmi’ne tepki olarak yaratılan ve renkli yüzeylerin anıtsal etkisini amaçlayan bir resim anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu anlayış giderek soyut ekspresyonizmin lirik çeşitlemelerini gösteren eserlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çeşitlemelerin önemli ressamları Mark Rothko, Barnett Newman, Clyfford Stil ve Morris Louis’dir. Soyut ekspresyonizm, 1950’li yılların ortalarından itibaren Robert Rauschenberg ve Jasper Johns’un ortaya attıkları bir çeşit yeni realizm ile yani daha sonraki adıyla Pop-art ile hızını kaybetmiştir. Soyut dışavurumculuk, oluşmaya başladığı ilk yıllarda Gerçeküstücü sanatçıların etkilerini taşımaktadır. Soyut ekspresyonizm iki grup olarak incelenmektedir. İlki Jackson Pollock, Willem de Kooning, Franz Kline gibi sanatçıların dahil edilebileceği, fiziksel hareketin vurguladığı aksiyon resmidir. İkincisi ise 1960’lı yıllarda Mark Rothko, Kenneth Noland, Ellsworth Kelly, Frank Stella ve Morris Louis gibi ressamların temsil ettiği renk alanı resmi veya Greenberg’ün ifadesiyle geç resimsel soyutlamadır. Sanatlarına seçkin ve unutulmaz kişiliklerini yansıtan ressamlarca savunulması ve yapılan işin açık bir kuram ya da programı olması da bu akıma katkıda bulunan etkenlerdir. Yapıtlarındaki dramatik değişmelere bakarak, bir ressamı izlemek için akıma son derece güven duyan ve sadık kalan bir kamuoyuna gerek vardır. Üslup oldukça dolaysız bir biçimde ressamın kişiliğiyle tanındığı için, esasta oluşan değişimler izleyiciye aldatmacılık ya da en azından bile bile yapılmış bir kandırma gibi gelebilmektedir. Soyut Ekspresyonizmi destekleyen eleştirmenler, bu akımın amacını başarılı bir şekilde şu yalın açıklamayla çevreye aşılamışlardır: `Modern sanatı kısıtlayabilecek bütün geleneklerden kaçınarak kişinin en derin ve en umursamaz bir biçimde kendini ifade edebilmesi ve bunu sağlamak için gerekirse ressamın bütün bedeni ve gücüyle bu sürece katılabilmesi’. Kamuoyu, Soyut Ekspresyonizm etiketini taşıyan sanat anlayışının bu açıklamaya uymasını istemekteydi. Bu durum yalnız ticari bir anlam taşımakla kalmamış, toplumu kendisiyle birlikte sürükleme olanağı da yaratmıştır. Böylece özellikle sanatsal üslubun şu ya da bu yoldan anlaşılması zor olduğu durumlarda daha büyük değer kazanmıştır. Ancak sanatçılar daha önce yaptıklarından farklı şeyler yapmak, şu veya bu nedenle girdikleri gruptan ayrılmak, özellikle yapıtlarına yüklenen basmakalıp açıklamalardan arınmak eğilimindedirler.

TEMSİLCİLERİ
Jackson Pollock
Williem de Kooning
Franz Kline
Mark Rothko
Barnett Newman
Clyfford Stil
Morris Louis

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com